Berlin’de toplam 150 Büyükelçiliğinin bulunuyor olması federal başkenti benzersiz kılan bir özelliktir.[1] Büyükelçiler, uluslararası üst düzey bir kamu görevi ifa etmeleri nedeniyle “siyasi nüfuz sahibi kişi” (PeP) olarak kabul edilmektedir (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 1. maddesi 12. fıkrasının 7. bendi). Böylece, tanıştığınız bir müşterinin siyasi nüfuz sahibi bir kişi olma veya böyle bir kişinin aile bireyi ya da medyadan tanınan diğer bir yakını olma olasılığı Berlin’de başka şehirlere göre daha yüksektir. Avrupa siyaseti ile ilgili bir araştırmada, siyasi nüfuz sahibi kişilerin yolsuzluk
girişimlerine hedef olma tehlikesinin olağan kişilerden daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, yolsuzluk riskiyle mücadele çabaları kapsamında, Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununda belirlenen yükümlüler tarafından siyasi nüfuz sahibi kişilerle (PeP) ilgili olarak yerine getirilecek özen yükümlülükleri normalden daha geniştir.
Gerçek kişilerle iş yapılmadan önce daima bu kişinin siyasi nüfuz sahibi kişi olup olmadığı araştırılmalı, kişinin siyasi nüfuz sahibi olup olmama statüsü de ticari ilişki başlamadan ve arzu edilen işlem yapılmadan önce tespit edilmelidir.
Bir müşterinin siyasi nüfuz sahibi (PeP) olup olmama statüsünü ne şekilde tespit edebilirim?
Bir kimsenin siyasi nüfuz sahibi kişi olup olmadığını tespit etmek için çeşitli yöntemler bulunmaktadır:
- Yolsuzluk riskinin görünüşe göre düşük olduğu durumlarda, müşteriye direkt soru sorarak siyasi bir görevde çalışmadığı ve yakınları arasında da herhangi bir siyasi nüfuz sahibi kişi bulunmadığına dair tahminlerinizi doğrulayabilirsiniz. Bu sorgulamanın sonucu ise yazılı olarak müşteri dosyasına işlenmelidir.
- Diğer bir yöntem ise bir Siyasi Nüfuz Sahibi Kişiler Veritabanı (PeP-Datenbank) kullanmaktır. Bu yöntem riskin orta derecede ya da yüksek olduğu kişilerde uygulanır.
Bir müşterinin size siyasi nüfuz sahibi kişi (PeP) olmadığını bildirmesi, ancak sizin onu siyasi nüfuz sahibi kişi (PeP) olarak tanıyor olmanız veya başka bir siyasi nüfuz sahibi kişinin yakını olduğu şüphesinin oluşması durumunda, yükümlü olarak her hâlükârda gerekli tedbirleri almanız gerekir. Müşterinin gerçekten siyasi nüfuz sahibi bir kişi (PeP) olduğu veya böyle bir kişinin aile bireyi ya da medyadan tanınan diğer bir yakını olduğu anlaşıldığında, Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununda belirlenen genel özen yükümlülüklerine ek olarak genişletilmiş özen yükümlülüklerine uyma zorunluluğu doğar (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 15. maddesi 3. fıkrasının 1. bendi).
Bunun pratikte anlamı nedir?
Genişletilmiş özen yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gereken asgari kapsamı şudur:
- Ticari ilişkinin kurulması veya devamı için, yönetim kadrosu üyelerinden birinin onayı gerekir (yönetim kadrosu varsa).
- Ticari ilişki ya da işlem kapsamında kullanılmak istenen varlıkların asıl kaynağını ortaya çıkarmak için elverişli tedbirler alınmalıdır.
- Ticari ilişkinin bundan sonraki akışının sürekli sıkı kontrollere tabi tutulması, mevcut kaynakların yolsuzluk veya yasadışı eylemlerle elde edilmediğinden emin olmak için önemlidir.
Bu tedbirler çerçevesinde örneğin periyodik ve sürekli olarak kontrolden geçen, kişinin bulunduğu ülkeden alınmış resmî belgeler, diplomatik pasaportlar veya akreditasyon kartları kullanılabilir. Katma değer vergisi (VAT) beyannameleri, gelir vergisi beyannameleri, maaş bordroları ve bağımsız medya haberleri gibi belgeler incelenerek kaynakların nereden elde edildiği hakkında bilgi edinilebilir. Ayrıca, yapılacak genel bilgi sorgulamasının yanı sıra müşterinin itibarı, önceki ve şimdiki ticari faaliyetleri veya aile bireyleri ve iş ortakları/müşterileri hakkında da bilgi toplanmalıdır.
Daha fazla bilgi için özen yükümlülükleri.
fn1. Bonn şehrinde bulunan Büyükelçilik şubeleri ve Falkensee’deki Madagaskar Büyükelçiliği anılan rakama dâhil değildir.